Uluslararası ticaretin temeli, işletmeler arasındaki sınır ötesi işlemleri kolaylaştırmanın ana aracı olarak hizmet veren ticari sözleşmelerden oluşur. Ancak, riskleri ve karmaşıklığı nedeniyle, bu anlaşmaların dikkatli bir şekilde hazırlanması, katı düzenlemelere tabi olması ve uyuşmazlık çözüm prosedürlerine sahip olması gerekir.
Gerçekte, mal ihraç veya ithal ettiğinizde ya da başka bir ülkedeki bir şirketle hizmet veya mal tedariki için bir sözleşme yaptığınızda uluslararası bir ticari anlaşmaya girmiş olursunuz. Dolayısıyla, küreselleşmenin zirve yaptığı günümüzde uluslararası anlaşmalar hayatın neredeyse tüm yönlerini kapsamaktadır.
Yirmi yıl öncesiyle değil, sadece beş yıl öncesiyle bile bugünü karşılaştırdığınızda, araştırmalar şirketler için uluslararası bir anlaşmaya varma olasılığının yüzde elli arttığını göstermiştir. Bu da bize uluslararası ticari anlaşmaların ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Uluslararası ticari sözleşmeler, farklı hukuk sistemleri, kültürel farklılıklar ve ekonomik faktörler nedeniyle doğaları gereği risklidir. Aynı ülke sınırları içerisindeki iki şirket arasında yapılan sözleşmeler bile birçok risk barındırırken, uluslararası ticari anlaşmalarda karşılaşılabilecek risklerin çok daha yüksek olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Sözleşmenin yapıldığı bölgeye özgü riskler özel olarak belirlenmelidir; ancak genel olarak uluslararası sözleşmelerde karşılaşılan başlıca riskler şunlardır:
Örneğin, siyasi açıdan istikrarlı bir ülkede faaliyet gösteren bir şirket, siyasi olarak istikrarsız bir bölgede bulunan bir şirketle sözleşme yaptığında beklenmedik zorluklarla karşılaşabilir. Ayrıca, farklı yargı alanlarında sözleşmeleri düzenleyen yasalar arasındaki farklılıklar, yanlış anlaşılmalara ve hukuki ihtilaflara neden olabilir.
Sözleşme hazırlama ve müzakere etme, tarafların çıkarlarını korumayı hedefleyen ve onların niyetlerini doğru şekilde yansıtmayı amaçlayan, aynı zamanda yürürlükteki yasalara uygunluğu gözeten birer zanaattır.
Bununla birlikte, uluslararası sözleşmelerin hazırlanması veya incelenmesi sırasında, sözleşmeye taraf olan ülkelerin gelenekleri, hukuk sistemleri, ticaret anlayışları ve kültürel özelliklerinin dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. Zira sözleşmeler, ilgili ülkelerin hukuk sistemlerine tabi olduğundan, sözleşme hükümlerinin nasıl tanımlanması gerektiği konusunda yaşanabilecek farklılıklar, uluslararası işlemlerde sözleşmelerin başarıyla uygulanmasını zorlaştırabilir. Bu tür riskleri azaltmanın yolu, sözleşmelerin büyük bir titizlikle hazırlanmasından geçer.
Her bir madde açık ve net olmalı, yoruma açık ifadelerden kaçınılmalıdır.
Temerrütler, gecikmeler ve uyuşmazlık çözüm yolları gibi tüm olası senaryolar sözleşmede yer almalıdır. Uygulanacak hukuk ve yetkili yargı mercii, ifa yükümlülükleri, ödeme koşulları ve fesih hükümleri gibi unsurlar da mutlaka dikkate alınmalıdır.
Uluslararası sözleşmeler yapılırken uyulması gereken kurallar vardır. Bir uyuşmazlık durumunda uygulanacak yasal çerçeveyi gösteren hukuk seçimi maddesi ön plandadır. Bir sözleşmede uygulanacak hukuk belirlenirken, uygulanabilir kuralların olduğu ve her iki taraf için de sözleşmenin ihlal edildiği durumlar ortaya çıktığında sorunun hızlı bir şekilde çözülebileceği ülkenin belirlenmesi önemlidir.
Çünkü sözleşmeler akdedildikten sonra uygulanacak hukukun, özellikle ifanın gerçekleşeceği hukukun seçilmesi mantıklı olacaktır. Çünkü örneğin malların üretildiği bir yer için başka bir ülkenin hukukunu seçerseniz, sorunların çözümü için o ülkede yaptırım uygulayamayabilirsiniz.
Buna ek olarak, uluslararası ticareti içeren sözleşmeler için bir çerçeve, Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) tarafından sağlanmaktadır. Yasal sonuçlardan kaçınmak için, ilgili yargı alanlarının yerel yasalarına da uyulması gerekir.
Tarafların, yabancı bir yargı alanında faaliyet gösteren bir şirketi ilgilendiren bir anlaşmazlıkta hangi tarafın yasalarının ve mahkemelerinin uygulanacağını müzakere etmeleri alışılmış bir durumdur. İlgili konulara bağlı olarak, Türk tahkiminin kurulması veya Çek hukukunun geçerli hukuk haline getirilmesi gibi bir uzlaşmaya varmaya karar verebilirler.
Uluslararası sözleşme uyuşmazlıkları ideal olarak aşağıdaki yollarla çözülmelidir;
Tahkim, uyuşmazlıkların diğer çözüm yolları başarısız olduğunda taraflar için karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm yöntemi sunar. Bu nedenle, tahkim anlaşmaları uluslararası sözleşmelerde önemli bir yer tutar.
Tahkim anlaşmalarında;
açıkça belirtilmelidir.
Bu unsurların net olarak tanımlanması, olası anlaşmazlıklarda sürecin hızlı ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlar. Aksi takdirde, taraflar hem hukuki hem de pratik belirsizliklerle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, tahkim kararı verilen ülkenin kararın tanınması ve tenfizine (icrasına) ilişkin yaklaşımı da dikkate alınmalıdır.
Bir sözleşmenin asgari düzeyde şu unsurları içermesi gerekmektedir:
Bunlara ek olarak, uygulanacak hukuk, mücbir sebep, gizlilik, ve uyuşmazlık çözüm yollarına ilişkin maddeler de sözleşmenin olmazsa olmazları arasındadır.
Hazır bir sözleşmeyi internetten alıp doğrudan kullanmak kesinlikle yapılmaması gereken bir hatadır. Her sözleşme, tıpkı parmak izi gibi, kendine özgüdür. Bu nedenle her şirketin kendi faaliyet alanına ve ihtiyaçlarına göre özgün bir sözleşme hazırlaması gerekir.
Bir kez özenle hazırlanmış profesyonel bir sözleşme taslağı sayesinde, ileride diğer firmalarla yapılacak anlaşmalar da bu çerçevede kolaylıkla şekillendirilebilir. Dolayısıyla, hem sizin hem de şirketinizin geleceği açısından bu taslağın bir defaya mahsus ama profesyonelce hazırlanması büyük önem taşır.
Uluslararası ticari sözleşmelerin karmaşık yapısı; dikkatli bir şekilde kaleme alınmayı, yasal düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalınmasını, risklerin derinlemesine anlaşılmasını ve etkin uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının oluşturulmasını gerektirir. Tüm ilgili hükümlerin sözleşmede yer alması ve istatistiksel eğilimlerin yakından takip edilmesi sayesinde, şirketler riskleri en aza indirebilir ve verimli uluslararası iş ortaklıklarını teşvik edebilir.
Dünya Ticaret Örgütü’nün tahminlerine göre, 2023 yılında uluslararası ticarete konu olan sözleşmeler dünya ekonomisinin yaklaşık %35’ini oluşturmuştur. Ayrıca, istatistiksel veriler, tahkimin en yaygın uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğunu ortaya koymaktadır. Uluslararası Ticaret Odası verilerine göre, 2023 yılında açılan yeni tahkim dosyası sayısı bir önceki yıla kıyasla %15–20 oranında artmıştır. Bu veriler, uluslararası ticari sözleşmelerin küresel ekonomide ne denli önemli olduğunu açıkça göstermektedir.
Uluslararası ticari sözleşmelerin hazırlanmasında, uluslararası hukuku bilen bir avukattan destek alınması büyük önem taşır. Bu bağlamda, kaleme aldığım makaleyi okuduktan sonra herhangi bir sorunuz olursa ya da bir sözleşme kapsamında danışmak istediğiniz başka bir konu varsa, memnuniyetle yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Lütfen sorularınızı bana iletmekten çekinmeyin.
Contact Now!