Güzellik ve estetik merkezleri, bireylerin fiziksel görünümlerini iyileştirmek veya bakım hizmetlerinden faydalanmak için sıkça tercih ettikleri yerler haline gelmiştir. Ancak, bu tür merkezlerde yapılan işlemlerin bazen istenmeyen sonuçlara yol açtığı ve kişilerin fiziksel, psikolojik hatta maddi zararlara maruz kaldığı bir gerçektir. Yanlış uygulamalar, yeterli eğitim almamış personel, hijyen eksiklikleri veya yanlış ürün kullanımı nedeniyle oluşan mağduriyetler hukuki boyut kazanabilir.
Bu yazıda, güzellik ve estetik merkezlerindeki kazalar ve yanlış tedaviler, sorumluların kim olduğu, hangi durumlarda bireylerin dava açabileceği, hak arama yolları ve hukuki süreçte dikkat edilmesi gereken noktalar detaylı şekilde açıklanacaktır.
Güzellik, estetik veya epilasyon merkezlerinde meydana gelen kazalar, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Tüketici Koruma Kanunu (TKHK) açısından farklı hukuki niteliklere sahiptir. İşlem sırasında bir hata veya ihmal sonucu kişi zarar görmüşse, bu durum Türk Ceza Kanunu kapsamında yaralama suçu olarak değerlendirilir. Bu tür durumlarda, fiiller genellikle taksirle yaralama suçu kapsamında ele alınır.
Tüketici açısından ise kaza, ayıplı hizmet olarak kabul edildiğinden, tüketici Borçlar Kanunu kapsamında sahip olduğu seçenek haklarını kullanabilir. “Paramı geri alabilir miyim?” sorusunun cevabı bu bağlamda “Evet!” olacaktır. Ayrıca maddi ve manevi tazminat talep etmek de mümkündür.
Türk Ceza Kanunu’na göre, işlemi gerçekleştiren personel veya sorumlu yönetici taksirle yaralama suçundan doğrudan yargılanabilir. İşlemin ehliyetsiz kişiler tarafından yapılması veya gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda cezai sorumluluk artabilir. Güzellik merkezinin sahibi de dolaylı olarak sorumlu tutulabilir.
Güzellik ve epilasyon merkezleriyle ilgili sıkça karşılaşılan uyuşmazlıklar genellikle yanıklar ve kalıcı izler gibi, Ceza Hukuku kapsamında taksirle yaralama suçu (TCK 89) kapsamına giren fiillerdir. Böyle durumlarda, yukarıda belirttiğim gibi, yaralanmanın durumunu gösteren sağlık kuruluşundan derhal bir rapor alınmalıdır. Rapor ve yaralanmanın derecesine bağlı olarak, savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir ve maddi-manevi tazminat için hukuki yollara başvurulabilir.
Bazı güzellik merkezleri müşterileri için sigorta yaptırmaktadır. İşletme sigortalı ise, zarar sigorta şirketi tarafından karşılanabilir. Ancak sigorta kapsamının kontrol edilmesi önemlidir; çünkü birçok poliçe yalnızca belirli tür kazaları kapsar.
TKHK’ya göre, güzellik ve estetik merkezleri ayıplı hizmet sunmaktan dolayı tüketiciye karşı sorumlu tutulabilir. Bu durumda tüketicinin genel olarak aşağıdaki hakları bulunmaktadır::
Aldığınız hizmetin bedeline bağlı olarak başvuru yeri değişiklik gösterecektir. Alt ve üst limit tutarları her yıl değiştiği için güncel fiyatları kontrol ettikten sonra başvuruda bulunmalısınız. Başvurular, kendi yerleşim yerinizdeki veya uyuşmazlığın yaşandığı güzellik merkezinin bulunduğu yerdeki Tüketici Hakem Heyetlerine yapılabilir.
Başvurunuzu bizzat yapabileceğiniz gibi, bir avukat aracılığıyla bizimle birlikte de yapabilirsiniz. Başvuru sırasında uyuşmazlıkla ilgili tüm bilgi, belge ve dokümanları sunmanız önemlidir.
Tedaviden sonra, ceza hukuku açısından ayrı bir şikayet süreci ve özel hukuk açısından ayrı bir şikayet süreci vardır. Yani, suç duyurusuyla hem ceza davası açmak hem de tüketici olarak haklarınızı talep etmek mümkün değildir. Her iki şikayet süreci birbirinden bağımsızdır. Kaza sonrası yapmanız gerekenler şunlardır:
Türk mevzuatına göre, epilasyon ve benzeri estetik işlemler yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış yerlerde ve yetkili kişiler tarafından yapılmalıdır. Yetkisiz bir kişinin bu işlemleri yapması hem idari yaptırımlara hem de cezai sorumluluğa yol açabilir.
Vücutta en sık karşılaşılan sorunlardan biri yanıklardır. Bu yanıkların yaralama suçu oluşturup oluşturmadığını değerlendirebilmek için tam teşekküllü bir sağlık kurumundan doktor raporu alınması gerekmektedir.
Güzellik ve estetik merkezlerinde meydana gelen kazalar sonucu açılacak davaların zamanaşımı süresi, talep türüne göre değişiklik gösterir:
Türk Ceza Kanunu’nda ihmal sonucu yaralama suçu için zamanaşımı süresi genellikle 8 yıldır. Bu süre kazanın meydana geldiği tarihten itibaren başlar. Daha ağır bir suç unsuru varsa (örneğin bilinçli taksir), bu süre uzayabilir.
Ayıplı hizmet nedeniyle tazminat veya ücret iadesi talepleri için zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nda genellikle 2 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak gizli ayıp durumunda, bu süre ayıbın keşfedildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Borçlar Kanunu’na göre, maddi veya manevi zarar talepleri için genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak zarar ve sorumlunun daha sonra öğrenilmesi durumunda bu süre değişebilir.
Not: Olayın niteliği ve talebin kapsamına göre süreler değişebileceğinden, hukuki danışmanlık almak önemlidir. Hak kaybını önlemek için süreci zamanında başlatmak kritik öneme sahiptir.
Contact Now!